top of page

Türk Eğitim Tarihi – Osmanlı Dönemi – Sıbyan Mektebi

  • Yazarın fotoğrafı: abdullahbedirkaya
    abdullahbedirkaya
  • 25 Ara 2023
  • 3 dakikada okunur


Değerli arkadaşım merhaba. İslam öncesi ve İslam sonrası eğitim sürecine diğer bloglarda göz atmıştık. Şimdi Osmanlı Dönemi eğitim kurumlarını inceleyeceğiz. İlk kurum; Sıbyan Mektepleri.

 

Beylikler döneminden sonra Osmanoğullarınn beylikten bir devlete dönüşmesi süreci İstanbul’un fethine kadar uzatılabilir. İstanbul’un fethi ile birlikte eğitim kurumlarında devrimsel gelişmelerin olduğu bilinmektedir. Bu zamana kadar Selçuklu ve beylikler döneminin kurumları varlıklarını ve işlevlerini korumuşlardır. İstanbul’un fethi ile birlikte bazı örgün eğitim kurumları kurulmuştur. Bunlar;

·         Sıbyan Mektepleri,

·         Medreseler,

·         Askeri Mektepler,

·         Mesleki Eğitim Kurumları.

Bu örgün eğitim kurumlarını tek tek inceleyeceğiz. Ayrıca cami, tekke, zaviye, kahvehane gibi kurumlarda yaygın eğitim kurumları olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir.


Ayasofya Sıbyan Mektebi
Ayasofya Sıbyan Mektebi

Sıbyan Mektebi

Sıbyan dilimize Arapçadan geçmiş bir kelimedir ve “çocuklar” anlamını taşımaktadır. Hatta sabi sübyan şeklinde kullanılan ve “çoluk çocuk” anlamına gelebilecek bir söz grubu bulunmaktadır. Kelime anlamı Sıbyan Mekteplerinin ne işe yaradığını açıkça göstermektedir. Çocuk okulu anlamına gelmektedir ve bugünün ilkokullarına denk düşmektedir. İstanbul’un fethi ve Fatih Sultan Mehmet’in eğitime verdiği önem ile birlikte sıbyan mekteplerinde hızlı bir artış olmuştur. Yine Fatih dönemine göre oldukça yenilikçi ve ileri görüşlü bir hamle yapmıştır. Sıbyan mekteplerinde okuyan öğrencilere eğitim verecek öğretmenleri yetiştirmek için bir öğretmen okulu kurmuştur. Bu kurumun varlığı dahi öğretmenliğin sıradan bir meslek olmadığını, çeşitli meziyetlere sahip olunması gereken bir meslek olduğunu ortaya koymaktadır.  Bu okulun vakfiyesinde, öğretmenden beklenen özellikler şu şekilde sıralanmıştır:

·         Çok iyi bir mizaca ve karaktere sahip olmak,

·         Tanrı’yı hoşnut edecek davranışlarda bulunacak,

·         Çocukları eğitmek için çaba harcayacak,

·         Yardımcısı onun öğrettiklerini tekrar edecek ve müzakere yapacak,

·         Mesleğini ağır bulup sevmemezlik etmeyecek,

·         Çocuklara bilmedikleri konuları güzellikle ve yumuşaklıkla öğretecek.

Bu maddelere bakıldığında eğitime verilen önem kendisini hemen gösterecektir. Öğretmenin iyi bir karaktere sahip olması temel şart olarak görünmektedir. O dönem devletin çizgisi İslam ile denktir. Devlet bir İslam devleti hüviyetindedir. Haliyle öğretmenlerinde iyi birer Müslüman olmaları beklenmektedir. Tekrar ettirmek ve müzakere yapmak ise ezber yönteminin işe koşulmuş hali gibi düşünülebilir. Bugünün teknik imkanları ile ezber doğru bir yöntem olarak görünmemektedir. Ancak o günlerde, matbaanın henüz icat edilmediği, bilginin zihinlerde kayıt altına alındığı dönemlerde ezber oldukça doğru ve uygulanması gereken bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. Konuların güzellikle ve yumuşaklıkla anlatılması gerektiğini ifade eden madde oldukça önemlidir. Çünkü bugün dahi sınıf içinde sevgi ve yumuşaklıktan mahrum, hatta şiddete varan öğretmen davranışları ile karşılaşılmaktadır.


Amin Alayı

Amin alayı, Osmanlı Döneminde okula başlayacak küçük çocukların okula gönderilmesi için oluşturulan bir alaydır. Sıbyan mektebinde okuyan üst sınıftaki öğrenciler mekteplerinde bir alay oluştururlar. Bu alay bütün mahalleyi gezerek okula yeni başlayacak minik öğrencileri toplayarak okula getirir. Alay miniğin evine ulaştığında minik hazır bir şekilde alayı beklemektedir. Öğrenciler alaya dualarla dahil olur ve her duanın sonunda amin sesleri yükselir. Bu sebeple bu alaya “Amin Alayı” denmektedir. Bu alayın varlığı, düzenlenen tören, çocukların heyecanının mahalleli tarafından paylaşılması, okula gitmenin ne denli önemli bir olay olduğunu göstermektedir.


Amin Alayı
Amin Alayı

Sıbyan mekteplerinde çalışan öğretmenlerin aylık ücretleri vakıf gelirleri ya da velilerden toplanan para ile karşılanırdı. Merkezi bütçeden öğretmen için bir pay ayrılmazdı. Bununla birlikte sıbyan mekteplerinde eğitim tamamen ücretsizdi. Bunun sebebi okulların genellikle vakıflar şeklinde kurulmasıdır. Bir okul çevresinde çeşitli işletmelerin bulunduğu bir vakıf şeklinde kurgulanır, vakfın gelirleri okula bağışlanır, bu şekilde sürecin devamlılığı sağlanmış olurdu. Ancak vakfın gelirinin yetmediği durumlarda velilerden destek alınmaktaydı.

Son bir husus olarak kız ve erkek öğrencilerin bu okullarda birlikte eğitim görebilmektedir. Ancak erkek nüfusunun kızlardan daha fazla olduğu da bir gerçektir. Her ne kadar Sıbyan Mektepleri yaygınlaşmış olsa da toplumun tamamına hitap edebilecek seviyede değildir. Ayrıca o dönemde her öğrencinin okuması da gerekmemektedir. Bu gibi sebeplerle erkek nüfusunun kız nüfusundan fazla olduğu söylenebilir.

Sıbyan Mektebi öğretim programında din eğitimi yoğun bir şekilde verilmektedir. Bu derslerin dışında tarih, ekonomi, coğrafya, hesap ve hüsn-ü hat gibi derslerde verilmektedir.

 
 
 

Comments


© 2035 by The Artifact. Powered and secured by Wix

bottom of page